31 Ekim 2008 tarihinde Satoshi Nakamoto tarafından yayınlanan Bitcoin Teknik Dökümanı ile hayatımıza giren Bitcoin, geçtiğimiz Ekim ayında 12. yılını geride bıraktı ve 13. yılına giriş yaptı. Bu süre zarfında geleceği birçok kez tartışma konusu olan Bitcoin, zaman zaman değerinde düşüş yaşasa da sıkça kendi rekorunu kırdı ve pandemi döneminde 64.900 USD seviyesini aşarak en yüksek değerini gördü.
Bitcoin’in, 2012 yılının son çeyreğinde 12.000 USD üzerine çıkmasının ve ilgi odağı olmasının arkasında pek çok neden yatıyor. Bitcoin’in endeksli olduğu durumları sıralarsak; sunmuş olduğu özgürlük, kolay taşınabilirlik ve hızlı para transferi olanağı, düşük komisyon, güvenlik ve kontrol, şeffaf ve nötr olması, çifte harcamaya olanak tanımaması nedeniyle dolandırıcılık yapmayı mümkün kılmaması şeklinde sıralayabiliriz. Öte yandan herhangi bir merkeze bağlı olmayan ve arzı 21 Milyon ile sınırlandırılmış olan Bitcoin, yönetimsel hatalardan ve enflasyonist ekonomi politikalarından olumsuz etkilenmiyor. Bu durum Bitcoin sahiplerine ve genel olarak piyasaya büyük avantaj sağlıyor.
2016 yılında Japonya Bakanlar Kurulu Bitcoin gibi dijital paraların gerçek paraya benzer bir fonksiyonu olduğunu kabul etti ve 2017 yılında Japonya Bitcoin’i resmi ödeme yöntemi olarak kabul etti. Aralık 2017’de Chicago (CBOE) borsasında Bitcoin vadeli işlemleri başladı. Mayıs 2018’de çokuluslu bir ABD yatırım bankası olan Goldman Sachs, Bitcoin yatırım operasyonu açacağını duyurdu. Yaşanan bu gelişmeler sonrasında kripto paralar hem itibar hem de değer kazanmış oldu. Çok yakın zamanda Kuzey Amerika’da otuz şubesi olan Quebec merkezli araç mağazası HGreg yeni ve ikinci el araçlar için kripto para ödemelerini kabul edeceğini duyurmasının ardından geçtiğimiz günlerde de Dünya çapında 3.3 milyar kredi kartı kullanımda olan uluslararası ödeme sistemi Visa, ödeme ağında işlem yapmak için geleneksel para birimlerinin yanı sıra dijital para olan kripto paralara da yer vereceğini belirtti. Öte yandan pandemi döneminde yaşanan faiz düşüşleri ve bol para arzı, özellikle kurumsal firmaları yeni yatırım araçlarına yönlendirdi. Borsada birçok hisse, tarihi boyunca görmediği fiyatlara düşerken, birçok hisse de zirve fiyatları gördü. Borsadaki bu istikrarsızlık ve pandemiyle daha da önem kazanan dijitalleşme tüm dünyanın gözünü başta BTC olmak üzere kripto paralara çevirdi. Borsalarda tüm bu istikrarsızlıklar yaşanırken birçok ülke para bastı ve piyasada bollaşan para değersizleşti. Sermayesinde reel para tutan uluslararası şirketler ise bu ortamda değer kaybeden para birimlerine karşı BTC’yi krizden bir çıkış kapısı olarak gördü. Salgının hayatımıza getirdiği evden çalışma sistemi ve birçok insanın işsiz kalması sebebiyle büyük küçük demeden Bitcoin’in ve kripto paranın yatırımcı sayısı ve dominansı arttı. Bu gelişmeler doğal olarak kripto paralara duyulan güven üzerinde olumlu etki yarattı ve değer artışına sebebiyet verdi. BTC yatırımı yapan global ölçekli firmalara örnek vericek olursak Micro Strategy ile başlayabiliriz.
Şirket yaklaşık 652 milyon USD değerinde BTC yatırımı yaptığını duyurdu ve bu yatırım sonrasında şirketin elindeki toplam BTC rezervi 70 bin 470 BTC ye yükseldi. Şirketin bu yatırımı sonrası BTC 20 bin USD seviyelerinden 38 bin USD seviyelerine ulaştı. Aynı şekilde Tesla’nın CEO’su Elon Musk, Twitter üzerinden yaptığı paylaşımında Bitcoin ile Tesla alınabileceğini açıklamıştı. Daha önce de TESLA şirketi 1,5 milyar USD değerinde BTC yatırımı yapacağını açıkladı ve bu açıklama sonrasında BTC kendi rekorunu kırarak 50 bin USD seviyesine ulaştı. Dijital varlık yöneticisi Grayscale ise resmi Twitter hesabından yaptığı duyuruda BTC’de dahil olmak üzere 1 milyar dolarlık kripto para satın aldığını açıkladı. Square’ın BTC’ye 50 milyon USD yatırımı ve Paypal’ın BTC ile alım satım izni vermesi sebebiyle önümüzdeki aylarda daha fazla kurumun BTC’yi kabul etmesi ön görülüyor. Tüm bu yatırımlar şirketlerin kendi hisselerinde de önemli artışlar meydana getirdi ve kripto para piyasasında rekabet ortamı oluşturdu. Örneklerini çoğaltabileceğimiz daha birçok kurumsal firma kripto paralara yatırım yaptı. Bu durum aynı zamanda bireysel yatırımcıların kripto para piyasalarına daha fazla ilgi duymasına yol açtı. Yaşanan tüm bu olumlu gelişmeler sonucunda Bitcoin kendi rekorunu kırdı ve pandemi sürecinde 60 bin USD seviyelerine ulaştı.
FOMO (Fear of Missing Out), yani fırsat kaçırma korkusu bu süreçte küçük yatırımcıları işlem hacmi hızla büyüyen kripto para piyasalarında işlem yapma isteğine itti. Bu doğrultuda işlem hacmi daha çok arttı ve dijital paralar bu sayede de değer kazanmış oldu. 2 Ocak 2020’de 1 BTC’nin değeri ortalama 6 bin USD seviyesindeydi. Pandeminin etkilerinin arttığı mart ayında ise 5 bin USD seviyelerine düştü. Daha sonra 22 Aralık 2020 itibariyle radikal bir bir değişim yaşayarak 23 bin 826 USD seviyesine yükseldiği görüldü. Verilere baktığımızda pandemi döneminin 2020 yılı Ekim ayından bu yana global firmaların yaptığı yatırımlar küçük yatırımcılarda güven duygusu oluşturdu ve Bitcoin in işlem ve yatırım hacmini olumlu yönde etkiledi bu durumda Bitcoinin değerine pozitif yansıdı.
Her ne kadar yeni Coin ve Token’lar çıksa da, BTC’nin düzenli olarak yükselen trendi, önündeki tüm barajları aşması, dominansı ve popülerliği, verdiği güven, istikrarı ve dünya çapındaki köklü kurum ve şirketlerin yatırımları önümüzdeki yıllarda da Bitcoin’in kendi rekorunu yeniden kıracağına işaret ediyor.